Sektörün kamu sermayeli ilk oyuncusu olan Ziraat Katılım, ilk yılında hızlı bir şubeleşme ve büyüme performansı göstermiştir.
Hüseyin AYDIN
Yönetim Kurulu Başkanı
Değerli paydaşlarımız,
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) uyguladığı para politikası, Çin’in büyüme oranlarındaki düşüş ve buna bağlı olarak sert bir düşüş sergileyen emtia fiyatlarının yanı sıra gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan sorunlar ve artan jeopolitik riskler de 2015 yılına damgasını vuran önemli olaylardır.
2015 yılında ABD dolarının ve Euro’nun gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı önemli miktarlarda değer kazançları elde ettikleri görülürken, 2016’da da büyüme oranları ve enflasyon oranlarındaki görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke para birimlerindeki değer artışın devam edeceği beklenmektedir.
2015 yılı, ABD ekonomisi açısından Fed’in uygulamaya başladığı normalleşme politikası ve beklentilerden iyi gelen istihdam verileri ile şekillenmiştir. ABD’de işsizlik oranlarının %5’e kadar düşmesi ve çekirdek enflasyonun beklentileri karşılamasıyla Fed 2015 yılının son ayında 25 baz puanlık faiz artışına gitmiştir. Fed böylece son on yıllık süreçte ilk defa faiz oranlarını artırmış olup, bu durum ABD ekonomisindeki toparlanmanın planladığı gibi seyrettiğini göstermektedir. Fed’in 2016 yılında da dört defa daha faiz artırımı yapabileceği ihtimalinden bahsedilmesine rağmen, güçlü ABD dolarının ABD sanayisine zarar vermeye başlaması ve emtia fiyatlarındaki düşük seyir, Fed’in faiz artırımında daha ihtiyatlı olabileceği ihtimalini doğurmaktadır.
2015 yılında Avrupa Merkez Bankası (ECB) gerek tahvil alımlarını artırarak gerekse mevduat faizini düşürerek genişletici para politikası uygulamış, böylece Avrupa ekonomilerini canlandırmayı hedeflemiştir.
Avrupa’da yılın ilk yarısında ekonomik canlanma görülmesine rağmen Yunanistan’ın borç krizinin gündeme gelmesi ve küresel ekonomide görülen sorunlar ECB’nin uyguladığı politikanın başarısını azaltmıştır.
Özellikle düşük emtia fiyatları, ECB’nin enflasyon hedeflerini yakalamasını zorlaştırmıştır. Diğer taraftan birçok Avrupa ülkesinde görülen yüksek işsizlik oranları ve büyük borç stoku, Euro Alanına yönelik kaygıları artırmaktadır. Başta petrol fiyatları olmak üzere emtia fiyatlarında düşük seyrin devam etmesi ve enflasyonun hedeflerin altında kalması nedeniyle ECB’nin genişletici para politikasını uygulamaya devam edeceği düşünülmektedir.
Özellikle Çin ekonomisinde büyüme oranlarının düşmesi, başta petrol fiyatları olmak üzere emtia fiyatlarındaki düşüş ve Fed’in faiz artırım sürecine girmesi, gelişmekte olan ülkelerdeki sermaye çıkışında ana etkenler olarak öne çıkmıştır.
Çin ekonomisinde görülen yavaşlama, yatırımcıların Çin ekonomisinin geleceğine yönelik algılarını olumsuz etkilemeye başlamıştır. Çin borsasında çok sert satışlar görülmüş, bu durum Çin ekonomisi üzerinde baskı oluştururken sermaye çıkışı hızlanmış ve Çin Yuan’ı değer kaybetmiştir. Diğer yandan dünyanın en büyük emtia ithalatçısı olan ülkede görülen yavaşlama eğilimi emtia fiyatlarında da sert düşüşe neden olurken, emtia ihracatçısı ülkelerde de bütçe açıklarının büyümesi ve cari açık sorunlarını meydana getirmiştir. Çin’in ihracata dayalı büyüme modelinden iç tüketime dayalı büyüme modeline geçişte büyüme oranlarını yeniden artıramaması durumunda; emtia fiyatlarındaki düşük seyrin ve emtia ihracatçısı ülkelerin ekonomik görünümlerindeki bozulmanın devam edeceği beklenmektedir.
2015 yılında küresel ekonomide artan oynaklık ve jeopolitik risklerin artışı, diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’nin risk primini artırarak TL’de sepet bazında %20’ye yakın değer kaybına neden olmuştur. Buna rağmen, beklentilerin üzerinde bir büyüme oranı gerçekleştiren Türkiye’de net ihracatın büyümeye etkisi negatif olurken, iç talep ve kamu harcamaları büyümenin ana etkenleri olmuşlardır. Türkiye’nin 2016 yılında 2015 yılına göre daha iyi bir ekonomik performans göstermesi beklenmektedir.
2015 yılsonunda enflasyon oranı %8,81 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşmiştir. Enflasyonun beklentilerin üzerinde çıkmasında gıda fiyatlarının yıl boyunca yüksek seyretmesi ve TL’nin değer kaybı etkili olmuştur. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren baz etkisinin de katkısı ile enflasyonun düşüşe geçeceği düşünülmektedir.
2015 yılında başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarında görülen düşüşün yanı sıra, otomotiv sektörü ve altın kaynaklı ihracatın artışı cari işlemler dengesinde hızlı bir iyileşmenin yaşanmasını sağlamıştır. Buna rağmen, petrol fiyatlarındaki düşüşün Irak ve Rusya ekonomileri üzerinde baskı oluşturması ve bu ülkelerdeki jeopolitik sorunlar nedeniyle bu ülkelere yapılan ihracatta hedefler yakalanamamıştır. Türkiye’nin gelirleri genelde Euro cinsinden giderleri ise ABD doları cinsinden olduğu için
EUR/USD paritesindeki düşüş Türkiye’nin ihracat performansı üzerinde baskı oluşturan diğer bir etken olmuştur. Kamuda mali disiplinin sürdürülmesi, borçların vadesinin uzamaya devam etmesi ve tüketici kredilerindeki büyümenin istenen düzeyde olması, önümüzdeki dönemde cari dengeyi iyileştirmeye devam edecek unsurlar olarak öne çıkmaktadır.
Sıkı para politikası uygulamasına 2015 yılında devam eden TCMB, buna karşılık, piyasadaki oynaklığa ve Fed’in atacağı adımlara göre para politikasında sadeleşmeye gidebileceğini belirtmiştir. TCMB, 2016 yılında, faiz koridorunu daraltarak bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı etrafında simetrik bir yapıya dönüştüreceğini beyan etmiştir.
2015 yılında piyasalarda görülen yüksek oynaklığa rağmen, Türk bankacılık sektörü etkin denetim mekanizmaları ve profesyonel yönetim yetkinlikleri sayesinde aktif büyümesini hedefler doğrultusunda gerçekleştirebilmiştir. Diğer taraftan, 2015 yılında bankacılık sektörünün kârlılık düzeyi geçen senenin üstüne seyretmiştir.
BDDK politikaları doğrultusunda, bireysel kredilerdeki büyüme hızı hedefler paralelinde ve düşük hızda gerçekleşirken, reel sektöre hitap eden kurumsal kredilerdeki artış sektörü tatmin edici düzeyde olmuştur.
2015 yılında faaliyete geçen Ziraat Katılım, sektördeki ilk kamu sermayeli katılım bankası olmuştur.
Yılın ikinci yarısında hızlı bir şubeleşme ve büyüme performansı gösteren Ziraat Katılım sektördeki pazar payını hızla artırmayı, rekabetçi ve yenilikçi yapısıyla sektörün daha etkin ve daha verimli çalışmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir.
Ziraat Finans Grubu’nun en yeni üyesi olan Ziraat Katılım’ın Türk bankacılık sektörüne yeni bir soluk ve heyecan getireceğine; katılım bankacılığındaki hizmet farkını çok kısa bir süre içinde ortaya koyacağına inancımız tamdır.
Ziraat Katılım’ın kuruluş aşamasından itibaren özverili mesailerini bizlerle paylaşan tüm ekibimize 2015 yılı performansı için şahsım ve Yönetim Kurulumuz adına teşekkür eder, değerli müşterilerimiz başta olmak üzere paydaşlarımızı saygıyla selamlarım.
Hüseyin AYDIN
Yönetim Kurulu Başkanı