2020 yılında ortaya çıkan ve daha sonra tüm dünyaya yayılan Covid-19 virüsünün bu yılın son çeyreğinde sosyal hayat üzerindeki olumsuz etkileri azalırken küresel ekonomi üzerinde etkisi hala devam etmektedir. Salgın nedeni ile tedarik zincirinde yaşanan sorunlar birçok ham madde ve ara malının arzında sıkıntılara yol açmıştır. Başta petrol olmak üzere birçok emtia fiyatında ciddi yükselişler meydana gelmiştir.

Bu yılın son çeyreğinde ortaya çıkan Omicron varyantı virüsün yayılma hızını artırırken virüsün öldürücü etkisini azaltmaya başlamıştır. Bu durum önümüzdeki dönemde yeni varyantların ortaya çıkması ile virüsün insan sağlığı üzerindeki etkisinin oldukça sınırlı bir düzeyde kalacağına yönelik beklentiler oluşturmaktadır.

Geçen yıl salgından en çok etkilenen ülkelerden ABD ekonomisinde yıl içinde toparlanma devam ederken, iş gücü piyasasında hızlı bir iyileşme meydana gelmiştir. Enflasyonun gerek arz gerekse talep yönlü hızlı yükselmesi nedeniyle FED para politikasında değişikliğe giderek önümüzdeki yıl tahvil alım programını bitirerek faiz artışına başlayacağının sinyalini vermiştir. FED’in açıklamaları ile ABD Doları çoğu gelişmiş ve gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazanmaya başlamıştır. FED’in önümüzdeki dönemde uygulayacağı para politikasının ABD ekonomisine etkilerinin yanı sıra özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerine etkileri de yakından takip edilmektedir.

Covid-19 kaynaklı pandemi Avrupa kıtasında da oldukça etkili olmuştur. Avrupa ekonomisinde yıl içinde toparlanma görülse de büyüme oranları tatmin edici düzeyde değildir. Avrupa Merkez Bankası (ECB) enflasyon oranlarında görülen yükselişin geçici olduğunu deklare etse de tedbirlerin alınmasında geç kalınırsa enflasyonun yüksek seyrinin Avrupa ekonomisi için bir risk unsuru olacağını belirtmiştir. Özellikle tedarik zincirinden kaynaklı olarak görülen sorunlar başta perakende sektörü olmak üzere otomotiv ve enerji gibi sektörlerde de iyice hissedilmeye başlanmıştır. Avrupa’nın toparlanmada ABD ekonomisine göre geride kalması, ABD Dolarının uluslararası piyasada değerini artırırken Avrupa Birliği ortak para birimi olan Euro bu süreçte Dolara karşı değer kaybetmiştir. Almanya gibi ihracatçı Avrupa ekonomilerinin önümüzdeki dönemde bu durumdan olumlu etkilenmesi beklenmektedir.

COVİD-19 VİRÜSÜNÜN BU YILIN SON ÇEYREĞİNDE SOSYAL HAYAT ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİ AZALIRKEN KÜRESEL EKONOMİ ÜZERİNDE ETKİSİ HALA DEVAM ETMEKTEDİR.

Geçen yıl ortaya çıkan Covid-19 virüsünün Türkiye’de ekonomi ve sosyal hayat üzerindeki olumsuz etkileri bu sene azalmaya başlamıştır. Aşılanma sürecinin başarı ile yönetilmesi ve sağlık sisteminin iyi organize olması salgının ülkemiz üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlandırmıştır.

Yılın ikinci yarısından sonra Türkiye’de Covid-19 virüsünden kaynaklı vaka sayıları azalırken ekonomik ve sosyal hayatta normale dönüş kısmen başlamıştır. Yurt dışı uçuşlarda da kısıtlamaların kısmen kaldırılması turizmin en canlı olduğu yaz sezonunda pandeminin turizm sektörü üzerindeki olumsuz etkisini azaltmıştır.

Ayrıca yılın ikinci yarısından sonra kısıtlamaların da kalkması ile ekonomide çarklar daha hızlı dönmeye başlamış özellikle ihracattaki büyümede kayda değer rakamlara ulaşılmıştır. Baz etkisinin de katkısı ile büyüme oranlarında hızlı bir ivme yakalanmış ve ülkemizin G-20 üyesi ülkeler arasında en çok büyüyen ilk üç ekonomi arasında olacağı tahmin edilmektedir.

Ziraat Katılım Bankası, yurt içi ve yurt dışından sağladığı kaynakları ülke ekonomisine en verimli olacak şekilde kullandırmayı, katılım bankacılığının ülkemizin finansal sektörü içerisinde payının artırılmasına katkıda bulunmayı stratejik öncelik olarak belirlemiş bulunmaktadır. Katılım bankacılığı sektörünün aktif büyüklüğü bu yılın sonunda geçen yıl sonuna göre %64 artarken, bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü aynı dönemde %51 oranında artmıştır. Aynı dönemde Bankamız aktif büyüklüğü ise %63 oranında artmıştır. Kâr rakamlarına bakıldığında ise katılım bankacılığı sektörünün 2021 yılındaki net dönem kârı bir önceki yılın aynı dönemine göre %53 artarken, bankacılık sektörünün net dönem kârı aynı dönemde %57 oranında artmıştır. Katılım bankacılığının sektör içindeki payı geçen yılın sonunda %7,15 düzeyinde iken bu yılın sonunda %7,78 düzeyine çıkmıştır. Katılım bankacılığında kaydedilmekte olan bu olumlu performansın sürdürülmesi, Türkiye finansal sisteminin derinleşmesi ve risklere karşı daha dayanıklı hale gelmesine katkı sağlayacaktır.

Türkiye’nin ilk kamu katılım bankası unvanını taşıyan Ziraat Katılım Bankası pandemiye rağmen 2021 yılında şubeleşmeye devam ederek 121. şubesini açmanın haklı gururunu taşımaktadır. Ziraat Katılım Bankası önümüzdeki dönemde de şubeleşmeye hız vererek kamu katılım bankacılığı uygulamasını ülkemizde ekonomik aktivitesi yüksek tüm yerleşim birimlerine taşımayı hedeflemektedir. Geçen seneye kıyasla ekonomik aktivitenin hız kazandığı bu dönemde Bankamız, müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda ilgili ürünleri müşterilerine sunarak etkin hizmet sağlamaya devam etmiştir.

Bankamız kurulduğu günden bu güne kadar katılım bankacılığına katkıda bulunmak, ekonomimize desteğini artırmak ve daha fazla katma değer oluşturmak amacıyla özveri ile çalışmalarına devam etmiştir. Önümüzdeki dönemlerde de ekonomimize daha fazla katkı vermek için çalışmalarına devam edecektir.

Şahsım ve Yönetim Kurulumuz adına 2021 yılındaki zorlu koşullarda özverili performansları için çalışanlarımıza, Bankamıza duydukları güven için müşterilerimize, her zaman yanımızda olan iş ortaklarımıza ve muhabirlerimize teşekkür ederim.