2021 FAALİYET RAPORU
Makroekonomik Görünüm

2021 YILINDA KÜRESEL EKONOMİNİN ŞEKİLLENMESİNDE, COVİD-19 VİRÜSÜNÜN KÜRESEL EKONOMİYE ETKİLERİ, AŞILAMA SÜRECİ, MERKEZ BANKALARININ GENİŞLEYİCİ PARA POLİTİKALARI VE HÜKÜMETLERİN TEŞVİK PAKETLERİ ÖNEMLİ ROL OYNAMIŞTIR.

Dünya Ekonomisi

2021 yılında küresel ekonominin şekillenmesinde, Covid-19 virüsünün küresel ekonomiye etkileri, aşılama süreci, merkez bankalarının genişleyici para politikaları ve hükümetlerin teşvik paketleri önemli rol oynamıştır.

Virüste delta varyantından sonra Omicron varyantının yayılması ile vaka sayılarındaki artış sürmesine rağmen salgının olumsuz etkilerinde azalma görülmüştür. Küresel ekonomide toparlanma devam ederken baz etkisinin katkısı ile bu senenin büyüme rakamlarında ciddi yükselişler meydana gelmiştir. Talebin artışı ile beraber yükselen emtia fiyatları, tedarik zincirinde yaşanan sorunlar ve arz kısıtları nedeni ile enflasyonda son yılların en yüksek rakamları görülmeye başlamıştır.

Gelişmiş ülke merkez bankaları bu kapsamda önümüzdeki dönemde genişleyici para politikasını sonlandırıp sıkılaştırıcı para politikasını uygulamaya başlayacaklarının sinyallerini vermeye başlamışlardır. Tüm dünyada yüksek enflasyonun geçici olduğu düşünülse de enflasyon oranlarının geçmiş yıl ortalamalarına kıyasla oldukça yüksek seyretmesi, enflasyonun mevcut seyrine ilişkin kaygıları devam ettirmektedir.

Geçtiğimiz yıl salgın sürecinden oldukça olumsuz etkilenen ABD ekonomisinde, 2021 yılında toparlanma devam ederken büyüme rakamlarında ciddi yükselişler görülmeye başlanmıştır.

ABD Merkez Bankası (FED), geçen yıl politika faiz oranını değiştirmezken, ekonominin yeniden açılması nedeniyle oluşan arz ve talep dengesizliklerinin yüksek enflasyona yol açtığını belirtmiştir. Bu kapsamda; FED, pandeminin ekonomiye olumsuz etkileri azaltmak için uygulamaya başladığı tahvil alım programını Mart 2022’de sonlandırma kararını almıştır. Ayrıca önümüzdeki yıl içinde faiz artışına giderek para politikasında sıkılaştırma uygulayacağının sinyallerini vermiştir. ABD işsizlik oranları ise ekonomide toparlanmanın da etkisi ile yılbaşından itibaren düşüş trendini sürdürmeye devam etmiştir. Ancak işsizlik oranları hala salgın öncesi dönemin üzerinde seyretmektedir. FED’in önümüzdeki dönemde uygulayacağı para politikası küresel ekonomi tarafından yakında takip edilmektedir.

Covid-19 salgınından olumsuz etkilenen Avrupa ekonomisi, küresel ekonomideki toparlanma ile birlikte, yılın üçüncü çeyreğinde kısmi iyileşme göstermiştir. Ancak, yılın son çeyreğinde virüsün omicron varyantının da etkisiyle ekonomik büyümede yavaşlama görülmeye başlanmıştır. Yıl içinde istihdam ve gelir kayıpları görülmeye devam ederken, turizm başta olmak üzere birçok hizmet sektöründe yavaşlama görülmüştür. İstihdam ve enflasyon beklentileri farklılık göstermekle birlikte, Avrupa Merkez Bankası (ECB) destekleyici para politikasını sürdürmüştür.

Ancak enflasyonun yüksek seyri nedeni ile ECB Pandemi Acil Varlık Alım Programı’nın (PEPP) önceki çeyrekten daha düşük hızda süreceğini belirtmiş ve PEPP çerçevesinde net varlık alımlarının Mart ayında sona ereceğini ifade etmiştir. Euro Bölgesi PMI verilerinde olumlu gelişmeler yaşanırken, sanayi üretimi rakamlarında bir miktar düşüş görülmüştür. Sonuç olarak, makroekonomik veriler hala salgın öncesi döneme göre olumsuz olmasına rağmen, ileriye dönük iyimser beklentiler devam etmektedir.

Covid-19 salgınının gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki etkisi 2021 yılında da devam etmiştir. Emtia fiyatlarında görülen hızlı yükseliş emtia ihracatçısı ülke ekonomilerinin büyüme rakamlarında katalizör etkisi yapmıştır. Ancak özellikle, yılın ikinci yarısından sonra emtia fiyatlarındaki yüksek seyir ve tedarik sorunlarının devam etmesi, gelişmekte olan ülke ekonomilerinde de enflasyonda yükselişin sürmesine neden olmuştur. Enerji fiyatlarında meydana gelen yükseliş de üretici fiyatlarının artmasında önemli derecede etkili olmuştur.

Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin merkez bankaları faiz artışları yaparak enflasyonun artış ivmesini dengelemeye çalışmışlardır. Gelişmiş ülke merkez bankalarının önümüzdeki dönemdeki uygulayacakları para politikaları gelişmekte olan ülkeler tarafından yakından takip edilmektedir.

2021 YILIN SON ÇEYREĞİNDE, KÜRESEL ÇAPTA ARTAN MALİYETLER, ENFLASYON BEKLENTİLERİNİ VE FİYATLAMA DAVRANIŞLARINI OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEMİŞTİR.

Türkiye Ekonomisi

Geçen yıl ortaya çıkan Covid-19 virüsü ülkemizi sosyal ve ekonomik yönden bu senede etkilemeye devam etmiştir. Ancak, ülkemizdeki sağlık otoritesinin ve hükümetin salgın yönetimindeki başarısı, salgının kısa sürede kontrol altına alınmasını sağlamıştır. Alınan tedbirler ile beraber sosyal hayat normalleşme süreci devam ederken, ekonomik aktivite kısa sürede yeniden salgın öncesi döneme dönmüştür.

Hızlanan aşılama çalışmalarının da katkısı ile Türkiye ekonomisine ilişkin iyimser beklentiler devam etmiş ve finansal piyasalar tarafından olumlu beklentiler satın alınmaya başlanmıştır. İmalat sanayi girdileri ve enerji fiyatlarında meydana gelen artışa rağmen, yılın son çeyreğinde güçlenen talebin etkisi ile sanayi üretiminde ciddi artış görülmüştür. İstihdam verilerinde yılbaşından itibaren iyileşme görülmeye devam etmektedir.

Yılın son çeyreğinde, küresel çapta artan maliyetler, enflasyon beklentilerini ve fiyatlama davranışlarını olumsuz yönde etkilemiştir. Ancak ekonomi yönetimimizce, enflasyona dair risk ve beklentilerin kontrol altına alınması ve Türk Lirasının desteklenmesi adına, geniş kapsamlı bir politika süreci izlenmiştir. Ayrıca, yeni çıkarılan mevduat ürünleri ile döviz kurunda meydana gelen gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkilerine yönelik gerekli tedbirler alınmıştır.

Önümüzdeki dönemde ekonomide büyümenin devam etmesi beklenirken, enflasyonda görülen geçici yükselişin yeniden düşüşe geçeceği tahmin edilmektedir. Ayrıca rekabetçi TL kurunun etkisi ile cari işlemler dengesinde iyileşme sürecinin devam edeceği ve bu duruma istinaden 2022 yılında cari işlemler fazlası vereceği öngörülmektedir.