Katılım Bankacılığı Ürünleri

Katılım Bankalarında Fon Kullandırma

Katılım bankalarının fon değerlendirme yöntemlerinin en önemlisi bu tür alım satımlardır.

Murabaha, “malı kârlı satma’’ manasına gelmektedir. Katılım bankasının, müşterisinin talebi üzerine bir ürünü satıcıdan satın alıp üzerine kâr ekleyerek bu ürünü müşterisine vadeli satması işlemine verilen addır.

Altın, gümüş veya paranın vadeli murâbaha sözleşmesine konu edilmesi caiz değildir. Bu hüküm, Hz. Peygamber’in (s.a.v) altın ile gümüşün mübadele edilmesi hâlinde bedellerin “peşin” olması gerektiğini ifade eden hadisine dayanır.

Tarafların, murâbaha borcunun taksitler hâlinde ödenmesi üzerine anlaşmalarının caiz olduğuna dair hüküm, murâbaha akdinin satış sözleşmesinin bir türü olmasına dayanır. Satış sözleşmesinde ödenecek bedelin peşin, vadeli veya taksitli olması caizdir.

 

Vadeli olarak teslimi kararlaştırılan standart bir malın peşin bedelle satımına “selem” denir. Teslimi sözleşmede belirlenen vadede gerçekleşecek malın cinsi, niteliği ve miktarı gibi bütün özellikleri hiçbir muğlaklık olmaksızın tam ve net olarak sözleşmede belirtilmelidir. Sözleşmenin yapısı itibarıyla ürünün alıcısı, fiyat artışına karşı kendisini korumuş olurken, ürünün satıcısı nakit ihtiyacını karşılamış olur. Bu sözleşme selem satıcısına, selem malını teslim edinceye kadar almış olduğu bedeli dilediği gibi kullanabilme imkânı ve malı hazırlayıp vadesinde teslim etme fırsatı verir.

Selem sözleşmesi genellikle ziraat ve çiftçilik alanında kullanılan bir akit türü olmakla birlikte meşruiyeti sadece bu alanlara has değildir.

Teverruk, bir malın taksitle satıcısından alınıp, başka birine peşin olarak satılması işlemine denir. Buradaki amaç nakit ihtiyacının karşılanmasıdır. Bu yöntem Katılım Bankaları tarafından müşterilerin borçlarını yeniden yapılandırmak amacıyla da kullanılır.

Teverruk konusu emtianın ticari mal, araba, meşru bir şirketin hisseleri, uluslararası ya da yerel bir ürün, altın ve gümüş dışında bir metal olması mümkündür. Vadeli ticareti caiz olmadığı için altın, gümüş ve para teverruk işlemlerine konu edilemez.

İstisna, bir yüklenicinin belirli bir ücret karşılığında malzeme kendinden olmak üzere nitelikleri önceden belirlenmiş bir eseri imal etmesi için yapılan bir sözleşmedir.

İstısna sözleşmesi, hâlihazırda var olmayan ve gelecekte üretilecek standart olmayan bir malın satılması işlemidir. Katılım Bankaları, istısna sözleşmesi yoluyla üretilecek eseri yüklenicinin imal etmemesi halinde imalatından sorumlu olmak şartıyla finanse edebilir.

Tüketilmeden kullanabilen bir varlığın kullanım hakkının (menfaat) belirli bir süre için müşteriye temlik edilmesi işlemine icâre denir. Hizmet ve iş sözleşmeleri de icâre kapsamında ele alınır. Katılım Bankaları peşin bedelle kiraladıkları malı ve aldıkları hizmeti vadeli bedelle müşterilerine kiralamak ve hizmeti satmak suretiyle finansman sağlayabilirler.

Bir malın mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya bir bedel karşılığında devredilmesiyle sonuçlanan kiralama işlemine finansal kiralama/leasing denir.

Bir tarafın bilgi, emek ve tecrübesini, diğer tarafın ise sermayesini ortaya koyması ile kurulan ortaklığa denir. Başka bir ifadeyle mudârebe, girişimci ile sermaye sahibinin taraf olduğu bir ortaklık anlaşmasıdır. Katılım Bankası böyle bir ortaklığa emek sahibi veya sermayedar vasfıyla taraf olabilir.

İki ya da daha fazla kişi arasında meydana gelen ve taraflardan her birinin nakit veya nakdî değeri tespit edilmiş aynî sermaye koyarak katıldığı ortaklık sözleşmesidir.

Müşârekenin mudârebeden farkı, ortaklardan her birinin nakdî veya aynî sermaye koyması, ortaklık sonucunda oluşacak kârın başlangıçta anlaşılan kâr paylaşım oranlarına göre, zararın ise taraflarca konulan sermaye miktarlarıyla orantılı bir şekilde paylaşılmasıdır. Buna karşılık mudârebe taraflardan birinin sermaye diğerinin ise emek katkısının bulunduğu bir ortaklıktır. Bu ortaklıkta kar, müşârekede olduğu gibi taraflar arasında başlangıçta anlaşılan kâr paylaşım oranlarına göre paylaşılırken, parasal zarar sadece sermaye sahibine ait olur; emek sahibinin kaybı ise emeğidir.

Kısaca bir kimseyi bir yatırım işlemi için yetkilendirmektir. Bir kimsenin sahip olduğu sermayeyi işletip değerlendirmesi için başka birisini ücret karşılığı veya ücretsiz olarak yetkilendirmesidir. Bu işlemde Katılım Bankası vekil veya müvekkil olarak yer alabilir.

Yatırım vekâleti işleminin faizsiz finans ilkelerine uygun olmasını sağlayan, vekâlet işleminin fıkıhta meşru kabul edilen akitlerden biri olması ve karşılığında bedel alınmasının caiz olması, ana para ve/veya kârı konusunda garanti verilmemesi ve yatırım yapılacak konunun meşru olmasıdır.

Katılım Bankası’nın vekil olarak bulunduğu bir yatırım vekâleti işleminde, tasarruf sahibi sermayeyi işletip değerlendirmesi için katılım bankasını yetkilendirir ve sermayeyi teslim eder. Katılım bankası kâr ve zarara ortak değildir. Kâr ve zarar tamamen yatırımcının olur. Ancak katılım bankası kasıt, kusur ya da şarta muhâlefeti varsa bundan kaynaklanan zararı tazminle mükelleftir. Katılım bankası ile yatırımcı, kârın beklentinin üzerinde gerçekleşmesi halinde fazla tutarın prim mahiyetinde bankaya ait olması üzerine anlaşabilir.

Yatırım vekâletinin, diğer tasarruflara yönelik verilen genel vekâletten farklı olmasının dayanağı, yatırım vekâletinin bir fonu işleterek değerlendirmeye yönelik olmasıdır. Yatırım vekâleti bu yönüyle mudârebe ve müşâreke ile benzerlik gösterir. Ancak yatırım vekâleti, yapısı itibarıyla icâre akdine (hizmet/iş sözleşmesi) daha çok benzediği hâlde mudârebe ve müşâreke akitleri, ortaklık türleri arasında yer alır.

Katılım Bankalarında Fon Toplama

Katılım bankalarına yatırılan fonların bu kurumlarca kullandırılmasından doğacak kârı belirlenen kâr paylaşım oranlarına göre paylaşma sonucunu veren, karşılığında hesap sahibine önceden belirlenmiş herhangi bir getiri ve anaparanın aynen geri ödenmesi garanti edilmeyen fonların oluşturduğu hesaplardır. Katılma hesapları mudârebe (emek sermaye ortaklığı) çerçevesinde açılır. Bu hesaplara para yatıranlar katılım bankası ile emek sermaye ortaklığı kurmuş olurlar. Katılım Bankası kendisine verilen sermayeyi dinen meşru alanlarda işletecek ve elde edilen kârı başlangıçta belirlenen kâr paylaşım oranına göre paylaştıracaktır.

Katılım Fonu: Katılım bankaları nezdinde açtırılan gerçek ve tüzel kişilere ait özel cari hesap ve katılma hesaplarında yer alan parayı ifade eder.

Katılım bankalarında açılabilen ve istenildiğinde kısmen veya tamamen geri çekilebilme özelliği taşıyan ve karşılığında hesap sahibine herhangi bir getiri ödenmeyen hesaplardır.

Diğer Yöntemler

İslami sigortacılık sisteminin diğer adıdır. Yardımlaşma, dayanışma, bağış ve ortaklık esasına dayanır. Ödenen primler sigorta şirketinin değil katılımcılarındır. Bu primlerle katılımcılara sigorta tazminatı ödenir. Ayrıca bu fonlar faizsiz yatırım alanlarında değerlendirilerek katılımcılar adına kâr sağlanması hedeflenir.

Yatırımlarını faizsiz para ve sermaye piyasası araçlarında değerlendirmek isteyen yatırımcılar için, portföyünün tamamı, devamlı olarak, kira sertifikaları, katılma hesapları, ortaklık payları, altın ve diğer kıymetli madenler ile Sermaye Piyasası Kurulu tarafından uygun görülen diğer faize dayalı olmayan para ve sermaye piyasası araçlarına dayalı fonlardır.

​İslâm hukukuna uygun bir ticâri işleme katılma imkanı sunan ve bu ticâri işlemden kaynaklanan gelirde pay sahibi olmayı sağlayan sertifikalardır. Örneğin Katılım Bankacılığında kiraya verilmek üzere satın alınacak bir binanın hisseleştirilerek sertifikalarla piyasada satılması durumunda, bu sertifikalardan alanlar ellerindeki sertifikaların temsil ettiği oranda varlıkta hissedar olurlar. Dolayısıyla payları oranında kira gelirinde de hak sahibidirler. Bu sertifikalar temsil ettikleri varlığa bağlı olarak ikinci elde alınıp satılabilme imkanı da sunmaktadırlar.